top of page

ŞAHİN KAYGUN

Venue: Istanbul Museum of Modern Art

 

Dates: November, 2014 - February, 2015

In the 1980s, when the term “interdisciplinary” was nonexistent in Turkey’s photographic culture, Kaygun combined photography with disciplines as diverse as painting, graphics, and cinema, and explored new and surprising applications of photographic techniques. Seeking a contemporary interpretation of the link between photography and other art forms, he continued to push the boundaries between various art disciplines in Turkey.

Supported by detailed archival work, the exhibition spans the whole of Kaygun’s career from his early experimental intervention in photography in the 1980s, when he produced Turkey’s first Polaroid work, through to his final years. Parallel to the artist’s technical exploration, in which he added layers onto photographs, the exhibition traces Kaygun’s narrative on the boundaries of consciousness between dream and reality through themes of life and death. The political atmosphere of the 1980s led to a period of individual crisis and introversion that can be sensed in his art. Kaygun’s work from this period, which is included in the exhibition, manifests the spiritual state of the time from a personal standpoint.

Şahin Kaygun started earning a living by painting when he was in high school. In 1969, he began studying graphic arts at the State University of Applied Fine Arts in Istanbul. For Kaygun, who developed an artistic interest in photography during his university years, graphics and photography were two fields that nourished and completed one another. Kaygun’s Polaroid series represented his first attempt at manipulating photographs. Works from this series have been included in the International Polaroid Collection and exhibited in major museums and art institutions.

For the artist who said, “I don’t take photographs, I make photographs”, every frame produced was a scene he designed. Kaygun would create the composition in his mind, then take the photograph; there was no room for coincidence in this process, which continued in the darkroom. Scratching, coloring, and drawing on the photographs, Kaygun erased the details he did not want and added those he did. He superimposed prints, made collages, painted with acrylic paint, and, ultimately, added his own inner world. What is important here is not – as it was debated at the time – whether these works are paintings or photographs. Precisely the contrary, Kaygun’s aim was to establish an interdisciplinary art language.

 

---

Disiplinlerarası kavramının Türkiye’de henüz gündeme gelmediği 1980’li yıllardaki fotoğraf kültüründe resim, grafik, fotoğraf ve sinema gibi farklı alanları birbirine yakınlaştıran Şahin Kaygun, fotoğrafın tekniğine ilişkin yeni ve şaşırtıcı uygulamalar gerçekleştirdi. Türkiye’de fotoğraf çalışmalarının farklı sanat dallarıyla bağını çağdaş bir yorumla arayan sanatçı, teknikler arasındaki sınırları zorlamaya devam etti.

Detaylı bir arşiv çalışmasının ardından gerçekleşecek sergi, Kaygun’un 1970'lerin sonundan itibaren fotoğraf üzerinde ilk deneysel müdahalelerde bulunduğu çalışmalarından, Türkiye’de bir ilk teşkil eden Polaroid'lerine ve son dönemine kadar uzanıyor. Sanatçının fotoğraf üzerine katmanlar ekleyerek ilerlediği teknik arayışlara paralel olarak, Kaygun’un ele aldığı yaşam ve ölüm temaları üzerinden bilincin sınırlarında, rüya ve gerçeklik arasında bir anlatının izleri sürülüyor. 80’lerin politik ortamında yaşanan bireysel bunalım ve içe kapanmanın sanat alanındaki yansımalarının hissedilebildiği dönemi ele alan sergide, Kaygun’un çalışmaları zamanın ruh halini kişisel bir bakış açısıyla dışa vuruyor.

Lise yıllarında resim yaparak hayatını kazanmaya başlayan Şahin Kaygun, 1969 yılında Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde grafik eğitimine başlar. Üniversite yıllarında fotoğrafla sanatsal anlamda ilgilenen sanatçı için grafik ve fotoğraf birbirini besleyen, tamamlayan iki alan olur. Kaygun’un fotoğraf üzerinde ilk manipülasyon denemelerini yaptığı Polaroid serisinden parçalar Uluslararası Polaroid koleksiyonuna dahil edilir ve çalışmaları önemli müze ve sanat kurumlarında sergilenir.

“Ben fotoğraf çekmiyorum, fotoğraf yapıyorum” diyen sanatçı için, ortaya çıkan her kare onun tasarladığı  bir sahnedir. Önce zihninde kurguladığı kompozisyonu tasarlar, sonra fotoğrafı çeker; karanlık odada devam eden süreçte, rastlantılara yer yoktur. Kaygun, kazıyarak, renklendirerek, çizerek fotoğraftaki istemediği detayları siler, kendi istediklerini ekler. Baskıları üst üste bindirir, kolajlar yapar, akrilik boya ile boyar ve nihayetinde ortaya kendi iç dünyasını koyar. Burada önemli olan, zamanında tartışıldığı gibi, bu çalışmaların resim mi yoksa fotoğraf mı olduğu değildir. Kaygun’un amacı tam da disiplinlerarası bir sanat dili oluşturmaktır.

Curator: Sena Çakırkaya

For press release, please click here

Exhibition Catalogue

96 pages, Turkish / English, ISBN: 978-975-6167-73-1

Catalogue Design: Yeşim Demir

bottom of page